eski
eski
günleri aylara bağlamak ve kaçmak.
insanlardan mı, kendinden mi?
kalabalıklara karışmak mı daha çok yorar insanı,
kendiyle kalmak mı?
sahi, insan kendinden yorulur mu?
anlamak, aramak, bulamamak, sözde sığınmak.
sığınak neresidir zaten, sığınak var mıdır?
kim kabul edecek seni olduğun gibi?
hatırlar mısın, biri vardı.
olduğu gibi kabul edip bağrına bastığın biri.
ama nasıl da kapı dışarı etmişti seni.
ilk düşüşün müydü, değildi.
öyleyse niye bu kadar acıtmıştı ki?
kalbini açtın diye mi, açmak istedin diye mi?
açmayalım artık o zaman, acıtacaksa
demekle oluyor mu sanki,
bilmiyor musun kendini?
hayatın boyunca medet umacaksın insanlardan.
hayatın boyunca anlayacaksın onları.
anladıkça kanayacaksın, kanadıkça yorulacaksın.
bu yorgunluk neyle geçer?
iyi bir uyku mu, biraz zaman mı?
geçmeyecek, avutma kendini diyeceksin
yine de avutacaksın.
ümit etmeden nasıl yaşanır bilmiyorsun ki sen
hiç öğrenemeyeceksin, öğrenme de zaten.
bırak öyle kalsın, bazı hatalar doğrulardan güzeldir çünkü.
bazı şeyleri bin kere de yaşasan,
o yolu öyle yürüyeceksin, sapaklara göz ucuyla dahi bakmadan.
çünkü bilirsin, bazen kalbinin gittiği yere kadardır
gücünün yettiği değil.
defalarca soracaksın kendine, defalarca ağıt yakacaksın.
ama o kırmızı arabayı gördüğün gibi peşine düşmeyi bırakamayacaksın.
küçük bir kız çocuğu hesap soracak senden,
değdi mi, diyecek.
değmedi, diyemeyeceksin.
yorgunluksa yorgunluk kırgınlıksa kırgınlık
kalabalıklara karışmaktansa o bankta beklemeye devam edeceksin.
bekleme, ne ise beklediğin,
kim ise yolunu gözlediğin,
gelmeyecek, boşuna bekleme.
bazı yükler tek başına taşımak için vardır,
işte o zaman anlayacaksın.
sevgi bile olsa, tek başınasın.
insan ne vakit kendinden yorulurmuş, şakaklarına vura vura öğretecekler sana.
şimdi o gölge, peşindeki
o bile bırakacak seni.
düşün ki gözle görülür bir acı, o bile.
çünkü sen kalacaksın, ben.
bir gün aynanın karşısında yeniden o şarkıyı mırıldanacaksın.
senden yoruldum, benden yoruldum.
meryem betül şahin
Yorumlar
Yorum Gönder