Siz şimdi bunu çözün.

Siz şimdi bunu çözün.

Hepimizin hayatta şikayetçi olduğu şeyler var. Siyaset, ekonomi, metropolün kalabalığı, bugünün dünü aratması, insanın yalnızlaşması vesaire vesaire... Sayarken bile tiksindim, tadım kaçtı. Senin de var şikayetçi olduğun şeyler di mi? Kızgın mısın sen de kaçıp giden zamana? Kızgın mısın insanların seni anlamamasına, hatta kimsenin kimseyi anlamamasına, bunun için kimsenin çaba da harcamıyor olmasına? Daha küçük ölçekli düşünelim. Son birkaç haftadır şikayetçi olduğun neler var hayatında? Buldun mu? Peki ya söyler misin, çözüm önerin nedir? Sorununu çözmek için neler yapabiliriz?

Bu sıralar çok doldum. Herkes her şeyden şikayetçi. Kimse hiçbir şeyi beğenmiyor. Herkes bir mevzuya takmış kafasını ve bozuk plak gibi tekrarlıyor. Şikayet edip çözüm üretme sorumluluğunu üstünden attığını düşünüyor. Şikayet etmek aydın insan emaresi olarak kabul ediliyor sanırım. İnsan şikayet etmekle matah bir şey yaptığını, kimsenin görmediği bir şeyi görüp ortaya çıkardığını düşünüyor. Sonra da "Hadi" diyor, "Ben size sorunu gösterdim. Siz şimdi bunu çözün." 

Bunun sebebi aidiyet hissetmememiz olabilir mi acaba? Aidiyet hissetmediğimiz için mi sorunları çözmeye yeltenmiyoruz? Ya da aidiyet arayışımız şikayet etmek üzerinden ilerliyor olabilir mi? İnsanlarla artık ortak şikayetlerimiz üzerinden mi birliktelik kuruyoruz? İnsanların yanındakini düşünmemesinden şikayetçi insanlar cemiyeti, sanatın hak ettiği değeri görmemesinden şikayetçi insanlar cemiyeti, küresel ısınma için hiçbir şey yapılmamasından şikayetçi insanlar cemiyeti, yaşlılıkla artan hastalıklardan şikayetçi hanımlar cemiyeti, Fenerbahçe yönetiminden şikayetçi amcalar cemiyeti...

"Bize uzaylılar lazım."

Bu sözü geçenlerde yine duydum. Keyfim yerine geldi. Çok şey ifade ediyor benim için. Bize uzaylılar lazım, uzaylılar gelsin ki biz -sürekli bir şeylerden şikayetçi insan cemiyetleri- ortak bir şikayet etrafında toplanabilelim. Birbirimizin hataları üzerinden cemiyetlere ayrışmayı bırakıp birlikte çözüm arayalım.

Ben artık bir şeylerden rahatsız olduğumda, homurdanarak şikayet etmeye başladığımı fark ettiğimde kendime bu soruyu soruyorum: Çözüm önerin nedir? Bu soruyu sorduğumda iki ihtimal bekliyor beni: Ya şikayet etmeyi bırakıp çözüm yolları aramaya başlıyorum ya da problemi çözmemin imkansızlığını görüyorum ve bu da ardından kabullenişi getiriyor. Bu cümlenin en güzel etkisi başka insanlara yönelttiğim zaman ama. Bu soruyla karşılaşan kişi çoğu zaman önce şaşırıyor. Belki şikayetçi olduğu o konu hakkında hiç çözüm önerisi düşünmediğini fark ediyor. Kimi zaman da o kişiyle muhabbetimi artırmak için bir fırsata dönüşüyor bu. Güzel bir şey birinin sana "Problemini çözmek için ne yapabilirim?" diye soruyor olması. 

Sözün özü problemlerimizi çözmek yerine dramatize etmesek daha güzel olur gibi geliyor bana. Bu yazımda biraz içimi dökmek istedim. Bu sırada da "Çözüm üretmek yerine şikayet eden insanlardan şikayetçi insanlar cemiyeti"nin manifestosunu yazdım istemeden. Sağlık olsun.

Esenlikler dilerim.

-Buğra

Yorumlar

Popüler Yayınlar