rüzgar gülü ve süveyda
rüzgar gülü ve süveyda
şimdi paylaşmak seninle bir
hayatı,
yürümek aynı adımlarla bir şehri,
dünya’yı aynı renk görmek hatta seninle.
çünkü gidişin nice zamandır karlı bir tepe gibi değil içimde,
gecenin en karanlığında yıldızları izlemek gibi daha çok
sahile varmak gibi, sana bakmak gibi.
ben sana hiç veda edemedim,
işin aslı sen de bana etmedin.
sen bir kendine veda etmeyi seçtin, ki ondandır kızamayışım
şimdi orada olmak vardı, bahar geldi.
dünya kocamandı, büyüdüğümüz şehir onun yanında noktadan farksızdı.
sen, sahi sen, yıllar yılı kalakaldın on beşinde
ben senden sonra dört ilkbahar geçirdim, dört sonbahar
ayaklarım kaç defa beni sana getirdi bilmem, sayamadım
şimdi sen gör beni, bak bana
çünkü ben başardım, sana ağlayarak anlattığım ne varsa.
hayalini kurduğum, uğruna kendimi yorduğum ne varsa başardım.
kalabalıklardan sıyrıldım, gittiğim her yere gözlerini taşıdım.
ki görsünler istedim, dünya’da ne çok manzara var
yürümek aynı adımlarla bir şehri,
dünya’yı aynı renk görmek hatta seninle.
çünkü gidişin nice zamandır karlı bir tepe gibi değil içimde,
gecenin en karanlığında yıldızları izlemek gibi daha çok
sahile varmak gibi, sana bakmak gibi.
ben sana hiç veda edemedim,
işin aslı sen de bana etmedin.
sen bir kendine veda etmeyi seçtin, ki ondandır kızamayışım
şimdi orada olmak vardı, bahar geldi.
dünya kocamandı, büyüdüğümüz şehir onun yanında noktadan farksızdı.
sen, sahi sen, yıllar yılı kalakaldın on beşinde
ben senden sonra dört ilkbahar geçirdim, dört sonbahar
ayaklarım kaç defa beni sana getirdi bilmem, sayamadım
şimdi sen gör beni, bak bana
çünkü ben başardım, sana ağlayarak anlattığım ne varsa.
hayalini kurduğum, uğruna kendimi yorduğum ne varsa başardım.
kalabalıklardan sıyrıldım, gittiğim her yere gözlerini taşıdım.
ki görsünler istedim, dünya’da ne çok manzara var
bilsinler istedim gülmeyi, unutmasınlar.
şimdi orada olmak vardı, çiçeklerine bakardım.
şimdi orada olmak vardı, çiçeklerine bakardım.
morundan kırmızısına, her birine hayrandım.
çünkü ele avuca sığmaz ne varsa ben onlara anlattım.
senden daha çok kimse duymadı beni, dinlemedi
kaç ay geçti bir kez olsun rüyama gelmedin,
küstün de benim mi haberim yok, kırdım mı seni istemeden?
zaten beraber oturduğumuz kamelyayı da bulamıyorum artık ben.
gel konuş, ne zaman istersen
yeter ki gel, beni bu karanlıklara bırakma.
yokluğunla sınama beni, bu kalabalıklara atma
çünkü bahar geldi, yokluğun hâlâ üşütür beni
şimdi orada olmak vardı, bir mum yakardım.
ben büyüdüm, içimdeki seni bir türlü büyütemedim
çünkü ele avuca sığmaz ne varsa ben onlara anlattım.
senden daha çok kimse duymadı beni, dinlemedi
kaç ay geçti bir kez olsun rüyama gelmedin,
küstün de benim mi haberim yok, kırdım mı seni istemeden?
zaten beraber oturduğumuz kamelyayı da bulamıyorum artık ben.
gel konuş, ne zaman istersen
yeter ki gel, beni bu karanlıklara bırakma.
yokluğunla sınama beni, bu kalabalıklara atma
çünkü bahar geldi, yokluğun hâlâ üşütür beni
şimdi orada olmak vardı, bir mum yakardım.
ben büyüdüm, içimdeki seni bir türlü büyütemedim
çok denedim, bir türlü beceremedim.
sen ki kaldın, göğümde bir yıldız, en parlağından
sen ki kaldın, göğümde bir yıldız, en parlağından
göğsümde bir rüzgar gülü, en canlısından
aydınlıkların
ortasında bir süveyda, en koyusundan.
belki bir gün, biz yeniden
aynı yaşta oluruz
belki bir gün, yeniden yan yana dururuz
şimdi değil, ama belki bir gün.
benim daha gidecek yolum çok,
seninse kaçacak yerin yok.
bilirsin, şarkıda da dediği gibi,
elbet bir gün buluşacağız, bu böyle yarım kalmayacak.
meryem betül şahin.
belki bir gün, yeniden yan yana dururuz
şimdi değil, ama belki bir gün.
benim daha gidecek yolum çok,
seninse kaçacak yerin yok.
bilirsin, şarkıda da dediği gibi,
elbet bir gün buluşacağız, bu böyle yarım kalmayacak.
Yorumlar
Yorum Gönder